Kayıtlar

''FELAKET''

Resim
Felaket  Bazen kendimi senin artığın  Bazen taşıp döküldüğün yerdeki Bazen havalanırken bir şehirden  Bazen merhamet sahibi iken sen  Bazen kelimeleri kuşanmışlığın masa başında Bazen ise canın aydınlıkken  Bazen  Felaket koşarken sokaklarda insanın  Nefesi siliniyor en dar geçitlerden  Bazen ben aydınlık bir sabaha  Bazense senin olduğun sabaha  Bazense gökyüzünün karardığı Bazen de tüketirken bir egzozu bağrımda  Kuşanırken ölümünü bir çocuk  Hatta iki çocuk  Ve hatta daha fazlası ... çocuk  Eteklerini salınırken benden habersiz  Bazen işte  Bazen uyanıyorum gök gözüne Bazense senin olduğun sabaha  Bazense senin olduğun sabaha  Bazen  Bazen işte.

tren vakitlerinde

Bir dar ağacının gölgesinde oturmuşum Uzanıp baktığımda üstüme dusuverecek gibi duran gökyüzü Kulaklarim ağrıyor Gözlerim yanıyor cok sıcak Hayal ettigim ev ve Çirkin giyinen kız Yuruyerek gittigimde daha güzel olacaktı Yürüyerek ayagimda kardan tipiden su dan etkilenmeyen Üstümde bana ait fakat bensiz ne varsa Hepsi iste Sayarak ilerlerim gece gündüz Siz basi kopmus gibi bir uzun Uzun titreyişler tekrar kaybetmemi sagliyor Bulbul vardı öldürüp gunaha girdigim Bakma öyle babam avcıdır Babam babadır Uzun suredir annemle evlidir Bir suredir Çocukları yalnızdır Yapılanlar yanlıştır Rayların arasındaki tahtalari saymaya giristim Uzun sürdü yordu beni Onlari duymamak icin sesimi yukselttim Birden kesildi sesim ve nefesim Belki de bu kadar zorlamamaliyim Allah isteseydi beni tas olarak yaratırdı

Allahım

Sen bağını koparmadıkça Adaleti kestirmeye çalışılır başın Az yazım var kışa oranla Notaları kafamda birlestiriyorum Anıyorum, sen de hep böyle yaparsın Koşturursun vakitlerini Guzelliklerin hatrına Ürkek , değilse korkaksın Bir paketin düzeltilişinden bile anlam bulan Seni arıyorum Seni aradıkça seninle, arayanları kardeş sayıp Kendime Acılarımı seninle geçirmesem Kim ölümü benden uzaklaştırabilir Ben mutlu şiir yazamam Yeterince Allah'ı övememekten korkarım Denedikce kederi Denedikce olağanüstü tanrı bulunur kendime Şiirlerimde Birinci dönüş hakti bana Sonra sakinledi Evet anlıyorum fakat Anlatamıyorum seni sana

yaz bahçesi

Müziğe göre yapraklar hareket ediyor diye düşünmeye başladım Hava hem aydınlık hem kara Bu nasil olur derler bana Onlara şunu soylerim Felaket olacakken gökyüzü aydinlik bir kırmızıya döner ya Sanki bi cift göz beliripte yakamiza yapışacak gibi İşte öyle Ay var aydinlik fakat hafif kızıl fırtına. Yaylada yuzune yuzune esip Yanaklarini kizartip kitirdatacak turden Simdi bir yorgunlugun icine oturmuş gibiyim Kendime şunu diyorum Ya o gozler bana bakıp şöyle diyorsa Benim yarattigim kalbi uzmek icin bunu mu buldun Sonra yine kendime diyorum Senin kalbin her zaman inceldiği sakındığı yerden Darbe alır Bu da bunlardan biridir Hem senin yuregin bi yapragin hareketlenip dusmesine bile hüzünlenir Simdi nasıl üzülmesin. ... Yagmur yağsın ama kitaplarımı islatmasin Defterimin sayfalarını uçurmasın Ayraclarim düşmesin Tum bunlar olacaksa lutfen Allahim yagmur yağsın Yagmur yağsın da su yuregim biraz sönsün ... Gözlerim iyice bozuldu isiksiz sa daha cok görmüyorum Bazen

melek kavgası

Sonra omzumu iki el öyle sarstı ki benim Bunlar yeni mi serildi ortaya Yeni mi karıştırdılar ortalığı Onlar işte şu iç ice gecmis gibi duran Secilmeyen azalari Karışık kafalar, yığılan torbalar gibi .. Yüzüm sanki bir kalıba doluyor sanki agzimda tadi var ölümün Bir el öyle tuttu ki sag omzumu Kirilacakti kemikleri Bakmadim hem gozleriminde dolmuş olmasi gerekmez miydi diye düşündüm hem ... Su ortadakiler meydandakiler Yuksek sloganlarla bahçeleri yağmalayan Bir kizliga sebep olan hem akranlarinin ölümüne de Bunlar yolbozan , iz silen , don tutturan etrafımıza Üstümüze yürüyüp geçen Meyveli ağaçları talan eden sonra Bir dağ gibi sanki yerin altinda var mis gibi devami Bir el sol omzumu öyle sıktı ki ... Dardi zaten girdigim butun yerlerde capim Bu ne demek simdi öyleyse Bunlar nasıl sığdı benim inime Nasıl kararıp döndüler sabahlarina Nasıl uyudular serin selvilerin altinda Nasil uyanip yine sebep oldugu seylerden medet umdular Nasil sikar bu melek benim om

yazmanın öyküsü

"Aslında içinde bulunduğum durumun neticesi sadece bir özlemi devirmek olacaktır" Ve başladı yazmaya bunu bir kağıda yazmıştı sonra devam etti yazısına bitirdi kağıdı Arkasini cevirdi "Böyle olacağını ben bile tahmin edemezdim" Dedi ve devam etti yazmaya Ama şöyle yazdi , defterin hep sağ kısmına , sonra öyle hızlı yazdi ki defterdeki bütün küçük sayfalar bitti Sonra ters cevirdi de tekrar hep sağa yazdı Sonra yazdikca evin odalari daraldı Sanki yazdikca kirilan oyuncaklar yapışıyor birbirine Sonra devirdiği masalar düzelip köşesine çekiliyor. Ha bir de -neydi adı- su zigon sehpalar birbirinin içine giriyor.  Boylelikle defterin iki yüzlü doldurdu bu adam Ters duz fark etmedi ve kalemi de hala bitmedi Sonra bakti yer kalmadi Ama kalemi hala vardi gecti masasinin başına Sanki gozunde hayali cizgiler gibi karelere böldü masayı Sonra bu cizgilerin hic birine uymadan doldurdu Sanki bir defter sayfasiymiscasina Tabi o yazdikca adam bu ya Bu da odası ya

zehranın

birikmiş ve bastırılmış bi acının seyri en zor olan dalgalanan yapraklardaki her hareketi ölüden bi tepki sayıp etkilenmemek mümkün değildir onun o yerin altında olduğunu bilipte ona sesini ulaştırmaya çalışmak en büyük çaba biliyorum zaman acılarımı zehirliyor şükür diyorum ki en azından mezarlığa gidecek ayakları benden almadı Allah